Arama motorları için, web sitenizin alt yapısından tutun içeriklerine, sayfaların yapısından dış bağlantılarına kadar tüm yapıları belirli standartlar çerçevesinde yaptığını söyleyen herkes elbette sizi kandırmıyorlar ama eminim ki yaptıkları işin bu kadar popüler olacağını kendileri de tahmin etmediler. 

Neden yalan olsun?

Arama motoru dediğimizde zaten Türkiye'de ilk akla gelen Google. Google arama sonuçlarını iyileştirmek için de sürekli algoritmalarını değiştirir. Dolayısıyla sizin bugün web sitenizin alt yapısıyla ilgili yaptığınız bir doğru yarın tamamen yanlış ya da işlevsiz kalabilir. Örneğin anahtar kelimeler. Google eskiden meta keywords yani anahtar kelimeleri önemsediğini söylediğinde tüm siteler her sayfalarına delilier gibi anahtar kelimeler eklediler. virgüllerle ayırdılar kelime öbeklerine böldüler.. sonra bir gün google bir güncelleme yayınladı ve anahtar kelimeleri önemsemediğini söylediler. Bu sefer Seocular kendi aralarında kavgaya tutuştu. Bazıları önemsiz ama yazılsa da sorun olmayacağını, bazıları kesinlikle yazılmaması gerektiğini bunun sonuçlara olumsuz yansıyacağını, bazıları da yine de yazmanız gerektiğini söyledi. Gerçek neydi peki ? Bilmiyoruz bunu deneyebilmeniz için google algoritmalarının nasıl çalıştığını söylemesi gerekir ki bunu da asla yapmaz çünkü rakipleri de bu algoritmalara göre kendilerini geliştirebilirler. Google sadece bazı güncellemelerden sonra neyi daha çok önemsediğini söyler. Dolayısıyla Google algoritmalarına göre şöyle yapmalısınız böyle yapmalısınız tamamen palavradan ibarettir.

Google ne istemez?

Google her güncellemeden sonra seo konusunda web sitelerinin algoritmaları kandırmak için yaptıkları tüm hamlelere karşı bir adım önde olduğunu iddia eder. Bu ne demek? Siz bir web sitesi yaptınız İlk sayfada çıkmak istiyorsunuz ama reklam parası da vermek istemiyorsunuz içerik girmeyle zaman kaybetmek de istemiyorsunuz işte illegal bir kaç yöntem deneyip sıralamanızı değiştirirseniz bunu Google algoritmalarının anlayacağını ve sitenize ceza vereceği iddiasında. Haksız da sayılmazlar etrafımdaki insanlardan bunu yapan ve sitelerinin tamamen kara listeye girdiğine defalarca şahit oldum.

Sonuçta Google reklam gelirleriyle ayakta kalan devasa büyüklükte bir şirket. Sizin reklam vermeden hileyle bir iki oyunla sıralamaları maüpüle etmenize  elbette izin vermeyecek.

Google ne ister?

Google'ın istediği tek şey arama yapan kişinin doğru sonuca ulaşmasıdır. Sonuç sıralamasını da, organik sıralamada yani reklamların altındaki gelen sonuç sayfalarında elinden geldiğince arama yapanı doğru sonuca ulaştırmak için düzenler. Algoritmasının temel mantığı budur ve her güncellemesi bu temel mantığa hizmet edecek şekilde düzenlenir.

Ziyaretçi arama sonuçlarına göz gezdirdi ve Google tarafından sizin web sitenize yönlendirildi diyelim. Google'ın istediği temel 3 kriter vardır:

  • Web sitenizin hızlı açılması
  • Site içeriğin aradığına cevap vermesi
  • Okuma yaparken ve sitede gezinirken zorlanmaması

Bu kriterleri siteniz karşılıyorsa zaten arama motoru optimizasyonu tamamdır.

Ne Yapalım Peki?

Arama hacmi yüksek kelimelerde rakiplerinizi analiz ederek onlardan daha öne çıkmanız için danışmanlık alabilirsiniz fakat bunun arama motoru optimizasyonu yani seo ile ilgisi yoktur. İyi de rakiplerimizi geçersek işte bu arama motoru optimizasyonu olmaz mı? Amacımız ziyaretçiye iyi bir deneyim yaşatmaktır. Ziyaretçi eğer aradığı şeyi bizim sitemizde bulursa ve sitede gezinirken sorun yaşamazsa bu bizim için yeterlidir. Dış bağlantıların yapısı, site içindeki başlıklar, anahtar kelimeler, şu kadar kelime, mobil uyum, framework yapısı etiketler bunların hiç birinin etkisi temel kriterler kadar önemli değildir.

Bazen bir konuda bilgi almak için bir açtığımız siteler çok amatör geliyor. Bu siteleri seocuların analiz araçlarıyla incelediğimizde, ne link yapısı ne içeriğindeki anahtar kelime yoğunluğu ne dışardan gelen bağlantılar söylenen kriterlere uyuyor. Hatta google pagespeed hızlarında bile sınıfta kalıyor fakat deneyim açısından baktığımızda istediğimiz içeriği okuyup rahatlıkla bilgi alabiliyoruz.